Türkiye'de son dönemde yaşanan dolandırıcılık olayları arasında dikkat çeken bir vakayla karşılaşıyoruz. 36 bin kişiye tatil hayalleri sunarak toplamda 10 milyar lira dolandırıldığı öne sürülen bir turizm firması, iddiaları yalanlıyor. "Biz bir örgüt değil, turizm firmasıyız!" diyen yetkililer, dolandırıcılık suçlamalarına yanıt vererek, kesinlikle böyle bir niyetlerinin olmadığını belirtiyor. Gelin bu çarpıcı dolandırıcılık hikayesinin detaylarına birlikte göz atalım.
Olay, Türkiye genelindeki pek çok şehirde özellikle tatil planı yapanların hedef alınmasıyla kendini gösterdi. Firmanın internet üzerinden ve sosyal medya aracılığıyla tanıtım yaparak sunduğu cazip tatil fırsatları, birçok kişi tarafından ilgiyle karşılandı. Kimi zaman yurt dışı seyahatleri, kimi zaman lüks konaklama imkanları ile dolu paketler sunan firma, kısa sürede tıklım tıklım dolu tatil teklifleriyle dolanma başlattı. Ancak, yaklaşık iki hafta önce ortaya çıkan durum, tatil hayalleriyle yanılan pek çok kişinin kabusunu ortaya çıkardı. Mağdurlar, eserlerini satın aldıkları tatil paketlerinin geçirilmediğini; dolayısıyla hayallerindeki tatili bir kenara bırakmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor.
Birçok kişi, tatil planlarını bu firma üzerinden yaptığı için büyük hayal kırıklığına uğradı. Şikayetlerin artması üzerine, dolandırıcılık iddiaları yargıya intikal etti. Ancak firma yetkilileri, tüm suçlamaları reddederken medyaya verdikleri demeçlerde “Bizim hiç bir dolandırıcılık suçlamamız yoktur. Müşterilerimize en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Ödemelerin ertelenmesi gibi durumlar sadece mali sıkıntılardan kaynaklanmaktadır.” şeklinde açıklama yapılmıştır. Bu durum, tarafında birçok soru işaretine neden oldu.
Dolandırıcılık olayının boyutları büyüdükçe, mağdur olan tatil severlerin de sayısı hızla artıyor. 36 bin kişi, dolandırıldıklarını düşündükleri firma tarafından karşılığında somut bir hizmet alamadan kayıplarını yaşamaktalar. Söz konusu kişiler, tüm birikimlerini tatil hayalleri için harcadıklarını ve şimdi ise ellerinde sadece hayal kırıklıkları olduklarını aktarıyorlar. Mağdurlardan biri, “Ödeyeceğim parayı yıllarca biriktirdim, en güzel tatili yapmak istedim ve bunun için bu firmayı seçtim. Şimdi ise ne tatil yapabiliyorum ne de paramızı geri alabiliyoruz.” açıklamasında bulundu. Bir diğer kurban ise "Bize yüksek sezon fiyatlarının çok altında tatil vaat ettiler, şimdi ise tatil yapamadığımız gibi odamızı da bulamadık.” diyerek tepkisini dile getirdi.
Tüm bu yaşananlardan sonra, dolandırıcılığa uğramış tatil severlerin dava açmak için avukatlarla iletişime geçtiği, sürecin ne yönde ilerleyeceği merakla bekleniyor. İddialar kuvvetlenirken, hem Türkiye genelindeki hem de uluslararası alandaki yetkililerin bu olaya müdahil olup olmayacağı da şu an belirsizliğini koruyor. Hızla büyüyen dolandırıcılık olayları sonrası dikkatlerin artırılması ve daha çözümleyici adımlar atılması gerektiği konusunda görüş birliği sağlanmış durumda.
Önemle belirtilmelidir ki, tatil yapmak isteyenlerin yüksek fiyatlardan kaçınarak araştırma yapmaları ve özellikle de güvenilir firmalarda rezervasyon yaptırmanın şart olduğu günümüzde, benzer durumların yaşanmaması için dikkat edilmesi gereken pek çok detay mevcut. Dolayısıyla, bu tür vakaların tekrarlanmaması adına sektördeki tüm paydaşların daha dikkatli ve şeffaf olmaları gerektiği sonucuna varılabilir.