Marmara Denizi, 2023 yılı Ekim ayının ortalarında, büyüklüğü 3 olarak ölçülen bir deprem ile sarsıldı. Depremin merkez üssü, İstanbul'un güneyinde yer alan Adalar açıklarında kaydedildi. İlk gelen bilgilere göre, deprem sebebiyle büyük bir can ya da mal kaybı yaşanmadı; ancak sarsıntı, kıyı bölgelerde yaşayan vatandaşlar arasında paniğe yol açtı. Uzmanlar, Marmara Bölgesi'nin deprem kuşağında yer aldığını hatırlatarak, titreşimin bölgedeki sakinler için önemli bir uyarı olduğunu ifade ettiler.
23 Ekim 2023 tarihinde, saat 14:23'te meydana gelen deprem, çevre illerden de hissedildi. İstanbul’un birçok ilçesinde özellikle yüksek binalarda yaşayanlar, sarsıntının etkisiyle kısa süreli panik yaşadı. İlk deprem raporları, Türkiye Cumhuriyeti Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yayımlandı. AFAD, anında yaptığı açıklamada, “Marmara Denizi’nde meydana gelen 3 büyüklüğündeki depremin ardından bölgedeki arama kurtarma ekipleri ani bir olağanüstü durum için teyakkuz haline geçti,” ifadelerini kullandı. Ancak, herhangi bir acil durum gerektiren durum yaşanmadığı belirtildi.
Depremin ardından yapılan incelemeler, binalarda herhangi bir hasar meydana gelmediğini gösterdi. Uzmanlar, depremin derinliğinin 8.1 kilometre olduğunu ve bu yüzden etkisinin sınırlı kaldığını ifade ettiler. Ancak yine de, Marmara Bölgesi'nde olası daha büyük depremlere karşı hazırlık yapılması gerektiği bildirildi. Çeşitli sivil toplum kuruluşları, deprem sonrası halka yönelik bilgilendirme toplantıları düzenlemeye başladı.
Marmara Bölgesi, tarihsel olarak birçok büyük depreme ev sahipliği yapmış bir bölge. 1999 Gölcük Depremi'nin yıldönümü, bölgedeki depremselliğin önemini yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, Marmara Denizi'nin altında aktif fay hatları bulunduğunu ve bölgedeki olası sarsıntıların can ve mal güvenliği açısından çok ciddi riskler taşıdığını vurguluyor. Bu tür depremler için önceden yapılacak hazırlıkların hayat kurtardığını belirten uzmanlar, vatandaşların depreme hazırlıklı olmalarını sağlamak için bireysel ve toplumsal bilinçlendirmeye yönelik çalışmaların önemine dikkat çekiyorlar.
Son yıllarda, İstanbul'un çeşitli bölgelerinde oluşturulan deprem simulasyon merkezleri ve düzenlenen tatbikatlarla vatandaşlar, depreme hazırlıklı olma bilinci kazandırılmaya çalışılıyor. Yerel yönetimler, binaların depreme dayanıklılıklarını artırmak için çeşitli projeler geliştirmeye devam ediyor. Bu projeler, hem yeni yapıların inşasında hem de mevcut binaların güçlendirilmesinde hayati önem taşıyor.
Bununla birlikte, bireylerin de evlerinde alabileceği basit tedbirler var. Örneğin, özellikle ağır ve büyük eşyaların sabitlenmesi, deprem çantası hazırlanması ve aile içinde acil durum planlarının oluşturulması gerektiği gibi. Tüm bu önlemler, büyük bir depremin yaşandığı takdirde can kaybını en aza indirmede kritik rol oynuyor.
Sonuç olarak, Marmara Denizi'nde meydana gelen 3 büyüklüğündeki deprem, hem bölgedeki sakinlere hem de yetkililere büyük bir hatırlatmada bulundu. Bu tür sarsıntıların tekrarlanabileceği gerçeğiyle yüzleşmek, hazırlıklı olmak adına atılacak adımlar son derece önemli. Herkesin üzerine düşeni yapması, depremle ilgili farkındalık yaratılması ve doğru bilgilendirme sağlanması, olası büyük depremler karşısında en etkili önlem olacaktır.
Gelişmeleri dikkatle takip etmeye ve yetkililerin aldığı önlemleri desteklemeye devam etmek, hem bireysel hem de toplumsal bir sorumluluktur.