Son günlerde özellikle Türkiye’yi etkileyen depremler, hayatı birçok alanda derinden sarsıyor. Bu durum yalnızca altyapıyı değil, aynı zamanda insanların psikolojisi üzerinde de büyük etkilere yol açıyor. Ancak bazen, böyle anlarda ilginç ve düşündürücü davranışlarla karşılaşmak da mümkün. İşte, deprem anında bir yemekhanede yaşanan ancak herkesin dikkatini çeken bir olay: Kimi bayıldı, kimi kaçtı; ancak bir kişi vardı ki o, yemeğini bırakmadı.
Olay, bir üniversitenin yemekhanesinde gerçekleşti. Öğle saatlerinde, öğrenciler dostlarıyla birlikte yemeklerini yerken aniden şiddetli bir sarsıntı hissettiler. Çatılar, masalar ve tabaklar birbirine çarparken, yemekhanede bir anda kaos başladı. Öğrenciler panik içinde yemek salonunu terk etmeye çalışırken, bazıları korku nedeniyle bayılma noktasına geldi. Fakat içerideki bir öğrenci, panik havasına kapılmadı ve yemeğini bırakmadı.
Bu genç, yemeğinin tadını çıkarmak için beklemeye devam etti. “Kendimde kalmayı seçtim; açlığım bu korkunun üstesinden gelmeme yardımcı oldu” diyerek o anı anlattı. Sıcak bir ortamda yemek yemenin verdiği huzuru kaybetmemek için duraksamadı. Deprem anında yanı başındaki arkadaşları kaçışırken, o sakin bir tavırla tabağındaki yemekle ilgilendi. Bu durum, diğer öğrencilerin panik içinde kalmalarından oldukça farklı bir tepki olarak öne çıktı.
Olayın hemen ardından sosyal medyada bu öğrencinin tutumu geniş yankı buldu. Bazı kullanıcılar, “Düşünmeden de olsa hayatta kalmak ve gıda ihtiyacını unutmamak gerek” yorumlarını yaparken, diğerleri de “Normal bir davranış değil, tehlikeleri göz ardı etmemek gerek” eleştirilerini yöneltti. Bu farklı bakış açıları, toplumda deprem anında insan davranışlarının ne denli çeşitlilik gösterdiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Bazı psikologlar, bu durumun insanın temel ihtiyaçlarına verdiği önemi vurguladı. Deprem korkusu genel olarak insanları panik halinde kaçmaya yönlendirirken, bazı bireyler için o anki gıda ihtiyacı kaçışın önüne geçebiliyor. “İnsanın son derece temel bir içgüdüsü var; güvenliğini sağlarken aynı zamanda hayatta kalma arayışında da bulunuyor” diyen uzmanlar, bu tür davranışların nasıl meydana geldiğini araştırmanın önemli olduğunu ifade etti.
Sonuç olarak, bu durum bizlere tekil bir hikayeden daha fazlasını sunuyor. İnsanların zor anlarda her bireyin, kendi kurallarına göre nasıl davrandığını gösteriyor. Kaçış, dayanışma veya kararlılık gibi çeşitli tepkiler, her bireyin ruh haline bağlı olarak şekilleniyor. Ve belki de her bir davranış, o anki psikolojik durumun bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor.
Yemekhanedeki bu olay, sadece bir insanların deprem anındaki tepkisinin bir örneği olarak kalmayacak. Bu gibi anlarda karşılaştığımız davranışlar, toplumun temel dinamiklerini ortaya koymak için önemli bir değerlendirme alanı sağlıyor. Belki de gelecek günlerde yapılan bu tür incelemeler, deprem bilinci ve insan davranışlarını daha sağlıklı yönlendirme noktasında önemli bir katkı sağlayabilir.
Depremin sadece fiziksel etkilerinin değil, aynı zamanda psikolojik etkilerinin de göz önünde bulundurulması gerektiği bir kez daha ortaya çıktı. Sonuç itibarıyla, bu korkutucu anlar bizleri farklı şekillerde etkiliyor. Kimisi kaçış yolunu seçerken, kimisi ise var olan anı yaşamayı tercih ediyor.
İnsanın hayatta kalma içgüdüsü ve temel ihtiyaçlarının vurgulandığı bu olay, gelecekteki doğal felaketlere karşı nasıl davranmamız gerektiği konusunda da önemli bir ders niteliği taşıyor. Unutulmamalıdır ki, tehlikeli durumlarla karşılaştığımızda kırılganlıklarımızın yanı sıra kararlılığımızla da yüzleşmemiz gerekiyor.