Yemen, son yıllarda iç savaşın yarattığı yıkımla gündeme gelmişken, bu savaşın en masum ve zarif kurbanları olan çocuklar üzerinde yapılan öncelikli araştırmalar genellikle atlanıyor. Bugün Yemen'de, çocuk yaşta direksiyon başına geçen pek çok gencin hikayesini mercek altına alıyor, savaşın getirdiği çaresizlik içinde bu gençlerin nasıl hayatta kalmaya çalıştığını ayrıntılarıyla anlatıyoruz. Çocuk şoförler olarak bilinen bu gençler, ailelerinin geçimini sağlamak için hayatlarını tehlikeye atarken, gelecekte ki umutlarını da sorgulamak zorunda kalıyorlar.
Yemen'de 2014'te başlayan iç savaş, ülkeyi bir harabe haline getirdi. Eğitim, sağlık ve temel ihtiyaçların çoğu büyük ölçüde durma noktasına geldi. Savaşın getirdiği ekonomik çalkantılar, ailelerin geçim kaynaklarını ortadan kaldırdı ve çocukları erken yaşta çalışmaya itmeye başladı. Bu çocuklar, birer şoför olarak kötü koşullar altında çalışmaya başlamak zorunda kalıyorlar. Çoğu, saatler süren trafik yoğunluğunda taşımacılık yaparken hem kendi hayatlarını hem de taşıdıkları insanların hayatını riske atıyorlar.
İç savaşın travmalarının yanı sıra, bu çocuk şoförler aynı zamanda aşırı sıcak hava koşulları, yetersiz sağlık hizmetleri ve düşen eğitim standartları gibi başka zorluklarla da mücadele etmek zorundalar. Eğitimden uzak kalan bu gençler, çoğu zaman 12 yaşında direksiyon başına geçiyorlar. Hedefleri, ailelerine destek olmak ve hayatta kalmak. Gündelik yaşamları, bazen birkaç çuval mısır veya su taşımaktan ibaret. Parayı kazanmanın amacı, sadece gününü kurtarmak değil, aynı zamanda geleceğe dair umudu da bir nebze olsun yaşatmak.
Bu çocukların gözlerindeki hayal kırıklığını görmek oldukça zorlayıcı. Birçokları gelecek hayallerinden vazgeçmiş durumda. Bir kurtuluş yolu bulabilmek için hayatlarını riske atıyorlar. 16 yaşındaki Ahmed, günlük olarak aile evine üç dolara kadar para getirebildiği için gurur duyduğunu söylüyor, ama aynı zamanda duyduğu korkuyu da gizlemiyor. "Bazen caddede bir kaza oluyor ve ben de o kazaların bir parçası olabilirim," diyor. Bu sözler, savaşın yarattığı belirsizliğin ve korkunun genç zihniyetler üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor.
Yemen'deki bu çocukların durumu uluslararası medya ve sivil toplum kuruluşları tarafından fark edilmeye başlasa da, çözüm için hâlâ atılması gereken birçok adım var. Eğitim sisteminin yeniden inşası, çocuk işçiliğinin sona erdirilmesi, ailelerin daha güvenli geçim kaynakları bulabilmesi için desteklenmesi elzem. Ancak her geçen gün, savaşın yarattığı olumsuz sonuçlarla başa çıkmaya çalışan aileler, hayatta kalma mücadelesini vermeye devam ediyor. Çocuklar, bu mücadelenin en ön cephesinde yer alıyor.
Yemen'deki çocuk şoförlerin hikayeleri, savaşın gerçek yüzünü ve en masum olanların nasıl feda edildiğini gözler önüne seriyor. Onların mücadeleleri, sadece geçim mücadelesi değil, aynı zamanda umudu yoğurmak için verdiği bir savaştır. Uluslararası toplumun bu çocukların sesini duyması ve onlara yönelik acil çözümler geliştirmesi şart. Aksi takdirde, Yemen'in geleceği karanlık bir sona doğru sürüklenmeye devam edecektir.
Sonuç olarak, Yemen'deki iç savaşın yarattığı travmaların yanı sıra, çocuk şoförlerin hayatlarında yaşanan zorluklar, sadece bir ekonomik sorun olarak değil, aynı zamanda kapsamlı bir insan hakları ihlali olarak değerlendirilmelidir. Çocuklara yönelik koruma mekanizmaları oluşturulmalı, eğitim imkanları artırılmalı ve savaşın getirdiği yıkım azaltılmalıdır. Sadece böylece, bu gençlerin bir geleceği olabilir. Aksi takdirde, onların hüzünlü gözlerinde kaybolan hayaller bir daha asla geri gelmeyecek.