Bu yıl, özellikle gül üretiminin yoğun olduğu bölgelerde, beklenmedik bir zirai don olayı çiftçileri olumsuz etkiledi. Kış aylarının sona ermesiyle birlikte açmaya başlayan güller, aniden oluşan soğuk hava dalgasıyla hayal kırıklığı yarattı. Tarımda iklim değişikliği ve tahmin edilemeyen hava koşulları, üreticilerin zorluklarını artırırken, zirai don olayı da birçok çiftçinin gelirini tehlikeye attı.
Bu yıl Türkiye'nin güney bölgelerinde, özellikle Isparta ve Antalya gibi önemli gül üretim merkezlerinde don hadisesi meydana geldi. Özellikle mart ayının ortalarında yaşanan sürpriz soğuklar, gül tomurcuğunun açılmaya başladığı dönemde gerçekleşti. Bu nedenle, çoğu gül çiftçisi verim kaybı yaşadı. Üreticiler, don olayının etkisiyle, tahmin ettikleri gelir seviyesine ulaşamadı ve bazıları ise mahsullerinin tamamını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldı.
İsparta'da durum oldukça endişe verici. Çiftçiler, tarlalarına döndüklerinde, don olayının gül üretimini büyük ölçüde etkilediğini fark ettiler. Yapılan güncel değerlendirmeler sonucunda, gül üretiminde yaklaşık %30’luk bir azalma söz konusu. Bu durum, tarım sektöründe oldukça ciddi bir kayıp olarak değerlendiriliyor ve özellikle ihracat yapan çiftçiler için daha da büyük bir risk teşkil ediyor.
Zirai dondan etkilenen çiftçiler, yalnızca hasat kaybı ile karşılaşmakla kalmadılar; aynı zamanda ürün fiyatlarında da dalgalanmalar yaşandı. Gül fiyatları, don sonrası düşüş gösterirken, çiftçilerin bu durumdan nasıl etkileneceği merak konusu. Müşterileriyle yapılan görüşmelerde, fiyatların artmayacağı endişesi, birçok işletmenin geleceğini tehdit ediyor. Çiftçiler, bu tür doğa olaylarına karşı bir sene önceden planlama yapmanın gerekliliğini vurguluyorlar. Ancak her şeyin hava koşullarına bağlı olması, işlerini daha da zorlaştırıyor.
Ayrıca, gül üretiminin ekonomik boyutu, sadece çiftçilerle sınırlı değil. Bunun yanı sıra, tarım işçileri, gübre ve tohum tedarikçileri gibi yan sektörler de bu durumdan olumsuz etkileniyor. Tarımsal üretimdeki daralma, gül üretim zincirinin bütün halkalarını tehdit ediyor. Çiftçiler, hükümetten destek beklediklerini belirtirken, bu tür doğa olaylarına karşı alınması gereken önlemlerin önemine dikkat çekiyorlar.
Özetle, zirai don olayının gül üretimi üzerindeki etkileri, yalnızca anlık kayıplarla sınırlı kalmayacak gibi görünüyor. Uzun vadede bu durum, sektördeki birçok işletmenin iflasıyla sonuçlanabilir ve tarım ekonomisinde ciddi sorunlara yol açabilir. Çiftçiler, iklim değişikliğini ve hava durumu tahminlerini daha dikkatli bir şekilde izlemek zorunda; zira tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için bu oldukça kritik bir konu. Gül gibi önemli bir ürünün, iklim faktörlerinden ne denli etkilendiğini bir kez daha gösteren bu olay, tarım politikalarının da gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, zirai don gibi doğal olaylar sadece üretimi değil, bir bütün olarak tarımsal sektörü tehdit eden unsurlar olarak öne çıkıyor. Çiftçilerin yaşadığı bu zor süreç, hem bireysel hem de toplumsal olarak tarım politikalarının ve desteklerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğinin bir göstergesi. Çiftçiler, daha dayanıklı ve sürdürülebilir bir tarım için destek bekliyor, gelecekte benzer olaylarla karşılaşmamak adına öngörülerde bulunulmasını talep ediyorlar.